Küresel insani yardım kuruluşu Action Against Hunger tarafından yayınlanan güncel araştırma analizlerine dayalı bir makalede, iklim değişikliğinin insanlık için çok önemli gıdaların üretimine zarar verdiği paylaşılıyor. Halihazırda mahsul verimini ve gıda güvenliğini etkilediği düşünülen iklim krizinin, yıkıcı etkilerini ise henüz tam olarak göstermeye başlamadığına vurgu yapılıyor.
Araştırmacılar hava sıcaklıklarının anormal düzeydeki artışının ve şiddetli hava koşullarının tarımsal alanlara büyük zararlar verebileceğini paylaşıyor. Hatta bu zararın, insanlığın bu zamana kadarki gıda tüketim alışkanlıklarını tümüyle etkileyecek boyutta olacağına dikkat çekiliyor. Üretimi tehlikeye girecek gıdalar ise mısır, buğday, pirinç, soya, patates, muz, kakao ve kahve olarak belirtiliyor.
Pirinç ve Buğday Gibi Ürünlerin Üretimi Halihazırda Düşüşte
University of Minnesota tarafından yapılan bir araştırmada, iklim değişikliğinin sıcaklık ve yağış gibi olağan iklim özelliklerine zarar vermesi nedeniyle pirinç ve buğday gibi gıdaların üretiminin günümüzde de tehlikede olduğu paylaşılıyor. Özellikle kuraklığın, insanlık için son derece önemli olan bu gıdaların üretim aşamasında çok zararlı olduğu belirtiliyor. Bununla birlikte kuraklığa daha dayanıklı olan sorgum gibi gıdaların iklim değişikliğinin etkileriyle mücadelede insanlığa umut olabileceği paylaşılıyor.
İklim Krizi Gıdaların Besin Değerlerinin Azalmasına da Neden Oluyor
İklim krizinin yakın gelecekte gıda üretimini olumsuz yönde etkileyecek olmasıyla beraber, gıdaların kalitesinin de önemli ölçüde düşmesi bekleniyor. Özellikle yüksek sıcaklıkların ve havadaki artan karbondioksit oranlarının mahsullerdeki besin değerlerini azaltacağı paylaşılıyor. Buğday, pirinç ve soya gibi besinlerdeki protein, demir ve çinko oranlarının iklim değişikliğinin etkileri nedeniyle azalması, gıdaların bulunabilirlik oranlarının yanı sıra besleyiciliği konusunda da risk teşkil ediyor.
2050 Yılına Kadar Üretimi Azalması Beklenen Gıdalar
İklim değişikliğinin tipik yağış düzenlerini bozmasıyla özellikle mısır üretiminde 2050 yılına kadar çok büyük bir düşüş yaşanacağı aktarılıyor. Dünya buğday üretiminin yüzde 14’ünü karşılayan Hindistan’ın kuraklık nedeniyle riske gireceği paylaşılıyor. 3,5 milyardan fazla insanın günlük kalorisinin yüzde 20’sini ve daha fazlasını karşılayan pirincin üretiminin ise 2050 yılına kadar yüzde 11 azalacağı öngörülüyor.
Patates üretiminin de yine 2050 yılına kadar yüzde 9 oranında azalacağı aktarılıyor. Son 20 yılda hava sıcaklıklarındaki yüksek artışlar nedeniyle üretimi yüzde 43 oranında azalan muzun da daha fazla tehlikeye girebileceği paylaşılıyor. Düzenli yağışların azalmasıyla kakao ve kahve üretiminin de risk altında olduğu paylaşılanlar arasında. Hatta dünyada kahve üreticiliğinde ilk sıralarda gelen Etiyopya’nın, 2030 yılına kadar üretim hacminin yüzde 25’ini kaybetme potansiyeline sahip olduğu aktarılıyor.
İklim Değişikliği Karşısında Organik Besinler Bir Şans Sunuyor
Natural Resources Defense Council tarafından yayınlanan bir makalede, organik tarımın iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için faydalı olabileceğine dikkat çekiliyor. Çalışmada, organik gıda üretiminin sera gazı emisyonlarını azalttığı ve topraktaki karbon tutulumunu iyileştirdiği paylaşılıyor. Organik gıdaların daha kaliteli ve dayanıklı olmasının ise gıda bulunabirliği ve yüksek besin değerleri açısından büyük önem teşkil ettiğinin altı çiziliyor.
Türkiye’nin sevilen doğal gıda markası Wefood, organik gıda çeşitleriyle iklim değişikliği karşısında beslenme tercihlerini yönetmek isteyen bilinçli tüketicilere kaliteli alternatifler sunuyor.
Kaynaklar: